THE New York Times, A Ulusal Bayan Voleybol Takımı’nın final maçına çıkacağı gün bir makale yayınladı. Türkiye’nin Atatürk’ün kurduğu laik bir ülke olduğuna dikkat çekilen makalede yüklü olarak İngiltere’deki Huddersfield Üniversitesi’nde medya bağlantısı alanında kıdemli öğretim vazifelisi olarak misyon yapan Dağhan Irak’ın görüşleri yer aldı. Irak özetle, “Türk sporunun memleketler arası müsabakalarda başarılı olma gayesi her vakit güçlü, başarılı ve Batılı akranlarımızla eşit olduğumuzu kanıtlamak olmuştur” dedi. Makalenin devamında ise Türkiye’de bayan voleybolunda yakalanan muvaffakiyetin tesadüf olmadığına, altyapıdan gelerek bu alana yatırım yapıldığına ve bugün nasıl Filenin Sultanları deniliyorsa, genç kızlara da “Yarının Sultanları” denilerek rol model olunduğuna vurgu yapıldı.
İSTİKRARLI BİR KATKI OLDU
İşte bu bakış açısı bir markanın nasıl algılandığı konusunda değerli ipuçları veriyor. Türkiye’nin bayan voleybolundaki uzun soluklu performansı, “Sürdürülebilir, rastlantısal olmayan, disiplinli bir başarı” algısını oluşturdu. Bu da ülke markasının bedelini artıran kıymetli bir sonuç.
Filenin Sultanları’nın Avrupa’da mağlubiyetsiz şampiyonluğu, Türkiye markasına ne katar? İngiltere’de marka stratejisti olarak vazife yapan Genuine Strategies UK’in işvereni Hakan Senbir’e nazaran bu tip milletlerarası bir grup oyunu muvaffakiyetinin Türkiye’ye katkısı birkaç boyutta gerçekleşecek. “Bunun birinci ayağı farkındalık, sonra kalite algısı, sonra da çağrışım geliyor. Türkiye farkındalığı düşük bir ülke değil lakin kalite devreye girince olay değişiyor. Muvaffakiyet kalite algısını artırıyor” diyen Senbir şöyle devam etti: “Ülkeyle ilgili algı o başarılı örnek üzerinden otomatikman artıyor. Aziz Sancar, Fazıl Say üzere örneklerle de bu olabilir. Bayan voleybol ekibiyle da olabilir. Çağrışım da kıymetli bir bahis. Türkiye’nin denilince Türk Kahvesi, Türk Lokumu, Türk Hava Yolları akla geliyordu. Artık Türk bayan voleybolu da eklendi. Ülkenin olumlu çağrışımlarına istikrarlı bir katkı oldu. Bunlar o ülkeyle ilgili olumlu karar verme durumunu tesirler, kimi bariyerleri dolaylı olarak kaldırır. Bu ülkenin aydınlık bir yüzü var denilir. Olumlu bir his doğar.”
Hakan Senbir
SPORUN MARKA ALGISI DAHA YÜKSEK
Türkiye’nin 2020 Olimpiyat adayı sürecinde de misyon alan Hakan Senbir, sporun markalar üzerindeki algısının daha yüksek olduğunu da söyledi. “Fazıl Say, Gülsin Onay, Aziz Sancar’ın katkısı da var lakin spor olunca tesir artıyor. Aslında anahtar segmentler modeli var. Farklı segmentlerin başarısıyla bir ülke markası algısı ortasındaki bağlantıyı ortaya koyuyor” diyen Senbir’e nazaran tüketicide bir ülkeyle ilgili dört segmentte algı var. Biri o ülkeden nefret edenler, başkası nötr olanlar, üçüncüsü kabul edenler, takdir edenler ve dördüncüsü de hayranlık duyanlar. Senbir, “Filenin Sultanları’nın başarısı dün gece her segmentteki Türkiye algısını bir üst düzeye taşımıştır” formunda konuştu.
İHRACATÇININ İŞİNİ KOLAYLAŞTIRIYOR
ARZUM Yönetim Kurulu Lideri Murat Kolbaşı’na nazaran ülkelerin sanat, spor üzere alanlardaki başarısı milletlerarası ticarette müspet tesir sağlıyor. Kolbaşı, “Çünkü Türkiye algısıyla gerçek orantılı. Biz bunu çabucak hissediyoruz. Bugün Avrupalılar futbol gruplarını da takip ediyor. Bayern Münih ile Galatasaray’ın oynayacak olması bahis Almanya’daki görüşmelerimizde bahis oldu. Sanat ve spor ihracatçının işini kolaylaştırıyor. Algıyı üst çekiyor” diye anlattı görüşlerini.
Murat Kolbaşı
TESADÜF OLMADIĞINI BİLİYORLAR
BİRLEŞMİŞ Markalar Derneği Başkanı Sinan Öncel de Belçika’daki final maçını yerinde izleyenlerdendi. Bu muvaffakiyetlerin bir malın Türkiye’de üretildiği ibaresine olumlu tesirler kattığını söyleyen Öncel, bayan voleybolunda bu türlü bir şampiyonluk elde edilmesinin çok daha büyük sonuçları olacağına dikkat çekti. Öncel bunu şöyle açıkladı: “Kadınlara bakış açısı olarak kıymetli, grup oyunu olması açısından değerli, bu muvaffakiyetin tesadüf yapıtı olmaması, bu ülkenin yıllardır voleybola yatırım yaptığının bilinmesi çok çok kıymetli. Türkiye’nin böylesine kıymetli bir spor kolunda çok güçlü rakiplerini yenip yoluna devam etmesi, gelecek yıllarda da bu muvaffakiyetin katlanarak devam edeceği izlenimini vermesi salondaki yabancı izleyicileri de etkilemişti. Bunu gördük. Bunlar Türkiye’nin hem marka hem de kalite algısına dayanılmaz katkı sağlıyor. İstikrarlı muvaffakiyet kıymetli bir ayrıntı. Dünya voleybol otoriteleri de bu uzun soluklu başarıyıkabul ediyor. Bu bizim Türk markalarına fevkalade olumlu yansıyor. Alın size katma kıymetli ihracat.”
Sinan Öncel
ÜLKEMİZE DÜZEY ATLATIYOR
TÜRKİYE İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe uluslararası alanda futbol, voleybol üzere spor kısımlarında yakalanan her muvaffakiyetin Türkiye’yle ilgili müspet algıyı artırdığını belirtti. Gültepe, “Bu muvaffakiyet o ülkenin altyapı çalışmalarıyla ilgili fikir veriyor. Ülkeye level (seviye) atlatıyor. Türkiye markasının pahası artıyor. Dün gece o denli bu türlü bir sevinç yaşamadık. Gururlandık lakin tıpkı vakitte bunu da bir hizmet ihracatı olarak görüyoruz. Bu muvaffakiyetin memleketler arası toplantılarda sohbeti oluyor, ortam değişiyor. Bunu futbolda da yaşıyoruz. Dün gece Türkiye doruktaydı, biz de İhracatçılar olarak Türkiye’yi birinci 10 ihracatçı ülke ortasına dahil etmeyi hedefliyoruz” tabirlerini kullandı.
Mustafa Gültepe
BAKIŞ AÇISINI DEĞİŞTİRİYOR
ORKA Holding Yönetim Kurulu Lideri Süleyman Orakçıoğlu, spordaki muvaffakiyetlerin ülke imajına çok büyük katkı sağladığına inananlardan. Orakçıoğlu, “Burada dolaylı irtibat başarısı var. Milyar dolarları verseniz elde edemeyeceğiniz bir muvaffakiyet. Biz ihracatçılar iş görüşmesinden evvel sohbet ederiz. Ortamı ısıtacak müspet mevzular tesirli olur. Bu muvaffakiyet bize olan bakış açısını yüzde 100 değiştiren bir sonuç. Ülkemizdeki sosyokültürel bakış açısı, bayana yaklaşım burada kıymetli. Bir ihracatçı olarak bu tıp olayların işimize tesirini çok fazla görüyoruz. Bunu yıllar evvel Galatasaray’da hissettik” formunda konuştu.
Süleyman Orakçıoğlu